Değişim hemen herkes için zordur. Mevcut olanı korumak için daha az enerji harcamak yeterli olur ki bu çoğu zaman tercih edilecek bir durumdur. Değişime destek olan ya da değişimi zorlaştıran unsurların başında inançlar gelir. Heidi Grant Halvorson şöyle açıklıyor:
“Yeteneğin sabit olduğunda emin olan özcü kuramcılar, aksilikler için yetenek yoksunluğunu suçlama eğilimi gösterirler. Eğer bu benim için zorsa, bunda iyi olamam. Sonuç olarak metanetleri yoktur; iyileşemeyeceklerine dair yanlış algıyı farkında olmadan güçlendirerek kendilerinden çok erken vazgeçerler. “
“Diğer yandan artımsal kuramcılar, aksilikler için daha kontrol edilebilir unsurları suçlama (yetersiz çaba sarf etme, yanlış strateji kullanma, kötü planlama) eğilimi gösterirler. Zorluklarla karşılaştıklarında, iyileşmenin her zaman mümkün olduğu inancıyla daha fazla çalışırlar. Bu metanetli tutum, çok daha büyük ve uzun vadeli başarılar getirir.”
“Değişim gerçekten her zaman mümkündür ve buradaki durum son derece açıktır. Deneyimle geliştirilemeyecek hiçbir yetenek yoktur. Bir daha kendinizi “Ama bu konuda iyi değilim” diye düşünürken yakaladığınızda şunu hatırlayın: Bu konuda sadece henüz iyi değilsiniz.” ***
Değişim demişken çalışma şekilleri de değişiyor çünkü artık meslekler değişiyor. Her geçen gün daha fazla kişi proje bazlı işlerde ya da yarı zamanlı işlerde çalışıyor. Globalleşen dünya ve teknoloji artık başka şekillerde çalışmamızı gerektiriyor. Okullarda aldığımız eğitim artık bizi emekli edebilecek gibi görünmüyor. İşi geliştirmek ve işin gerektirdiği yeni teknolojiye uyumlanmaktan başka bir yol yok gibi duruyor.
Artık 7/24 ulaşılabilir durumdayız. Özgürlük değerimiz sanki çatırdıyor. Duş zamanlarınızı takip edip ısısını bu bilgiye göre optimize eden su ısıtıcısı ile yaşarken özgürlüğün hangi tonundan bahsedebiliriz emin değilim. Bu duyguyla birlikte zamandan ve mekandan bağımsız, işlerimiz her an bizimle, bir ekran uzağımızda. Hatta şimdilerde daha da çok. Tüm çalışma arkadaşlarımız toplanıp gelmişler evimizde, odamızda bizlerle birlikteler. Teknoloji her alanda olduğu gibi hayatımızı kolaylaştırmak için var ancak karşılığında iş birliği gerekiyor. İnsanı insan yapan yetenekler, değerler, duygular ile teknolojinin getirdiği fiziksel güç, enerji, yapay zekayı birleştirmek gerekiyor.
Robotların işlerimizi ele geçireceğinden korkuyoruz ama robotlar işlerimizi yaptıkça bize belki de daha insanca yaşamak kalacak. Odağımız daha çok insan olacak belki de gerçek tutkumuz insanlık olacak. Bu zamanlar çok uzak değil ama o vakitler gelene dek her birimiz mutlu olacağımız kariyerlerin inşasından sorumluyuz: ihtiyacımızı görerek, kendimizi tanıyarak, değişimin kolay olmadığını kabul ederek, cesaret ederek, bazen cüret ederek…
*** Heidi Grant Halvorson / Başarılı İnsanların Farklı Yaptığı Dokuz Şey, Doğru İşi Yapmak, s.28