Blog

Eğitimde öğrenilenler davranışa ne kadar yansıyor?

Eğitimde öğrenilenler davranışa ne kadar yansıyor?

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

Eğitim tasarımı ve kullanılan yöntemler öğrenilenlerin davranışa yansımasıyla direkt ilişkilidir. Ve evet bu konuda eğitim performansını birkaç seviye yukarı çıkarmak mümkün. Peki, herkesin farklı öğrenme ihtiyaçları ve stilleri varken bu nasıl mümkün olabilir? diye düşünüyor olabilirsiniz. Bunun için “Deneyimsel Öğrenme”nin nasıl işlediğine, başarılı uygulamalarının günümüzde nasıl tasarlandığına kısaca bir bakalım.

Deneyimsel Öğrenme aslında yeni bir kavram değildir, bu sebeple etkileri üzerinde oldukça fazla araştırma mevcuttur. Kavramın atası T-Grupları ya da Duyarlılık Eğitimi (Sensitivity Training) olarak bilinen eğitim tasarımıdır ve 1940’lı yıllara dayanır. Kurt Lewin’in çalışmaları ve psikolojide bir ekol olmuş olan Carl Rogers’ın araştırmaları, deneyimsel öğrenmenin klasik eğitimlere göre çok daha etkili olduğunun otoritelerce kabul edilen kanıtlarıdır.

Aradan geçen 70 yılda yapılan çalışmalar ve araştırmalar büyük bir oranda bu tezi desteklemektedir. Bunun ötesinde bu 70 yıllık süreç, bize deneyimsel öğrenme tasarımlarının gelişmesine ve eğitim performansını daha da fazla arttırmasına katkı sağlayacak bulgular sunmaktadır. Bu bulgular arasında en çok bilinen ve kabul edilen David A. Kolb’un Öğrenme Stilleri ile ilgili bulgularıdır (Bkz: Kolb, David A.; Boyatzis, Richard E.; Mainemelis, Charalampos “Experiential Learning Theory: Previous Research and New Directions”). Kolb, yaptığı araştırma ve uygulamalarda dört farklı öğrenme stili tanımlamaktadır:

• Değişken Stil (Diverging Style)

• İzleme ve Düşünme (Assimilating Style)

• Yakınsama (Converging Style)

• Denkleştirici Stil (Accomodating Style)

Yapılan araştırmalar herkesin dominant olan öğrenme stilinin/stillerinin diğer insanlardan farklı olabileceğini göstermektedir. Her stil eğitim tasarımı içerisindeki farklı uygulamalardan daha etkili bir şekilde öğrenir: Somut Tecrübe – ST (Concrete Experience – CE), Soyut Kuramsallaştırma – SK (Abstract Conceptualization – AC), Yansıtıcı Gözlem – YG (Reflective Observation – RO), Aktif Deney Yapma – AD (Active Experimentation – AE).

Değişken Stil (Diverging Style), en iyi somut tecrübe ve yansıtıcı gözlem ile öğrenir. Bu stilin adının değişken stil olmasının sebebi, bu grupta yer alan kişilerin eğitim sırasında hem somut olarak bir şeyleri tecrübe etmeleri hem de beyin fırtınası gibi yöntemlerle yansıtıcı gözlem sağlamalarının öğrenmelerine daha fazla katkı sağlamasıdır. İzleme ve Düşünme ile öğrenenler ise stilin adından da anlaşılacağı üzere izleyerek ve izledikleri üzerinde düşünecek zaman buldukları aktivitelere katılarak daha iyi öğrenme performansı gösterirler. Soyut kuramsallaştırma ve yansıtıcı gözleme ihtiyaç duyarlar. Yakınsama stiline sahip olanlar için en ideal öğrenme ortamları soyut kuramsallaştırma yapabildikleri ve aktif deney yapma imkanı sağlayan ortamlardır. Son olarak Denkleştirici stile sahip olan kişiler somut olarak tecrübe etmenin yanı sıra, aktif olarak deney yapmaya ihtiyaç duyarlar.

7th Science deneyimsel öğrenme alanında uzmandır ve hem deneyimsel öğrenme araçlarını geliştirirken hem de eğitim tasarımı sırasında literatürdeki bilgileri etkili bir biçimde kullanır. Eğitim tasarımında öğrenme stillerinin hepsine ayrı ayrı hitap edecek farklı aktivite ve içerikler geliştirir. Geliştirdiği hem Ultra Vital hem de Tech and Touch kategorisindeki simülasyonlar katılımcılara, Somut Tecrübe edinme, Soyut Kuramsallaştırma, Yansıtıcı Gözlem ve Aktif Deney Yapma konularında fırsat tanır.

Örneğin herhangi bir uygulamada katılımcılar mikro dünyalarda ya da geçek hayata benzer paradoks ve ikilemleri yaşayabilecekleri senaryolarda somut tecrübeler edinmenin yanı sıra değişik stratejiler arasında geçiş yaparak aktif deney yapma şansına da sahip olurlar. Uygulamadan önceki sunum ve düşünme –tartışma egzersizleri ise soyut kuramsallaştırma ve yansıtıcı gözlem yapmak için ideal bir ortam sağlar. Ayrıca katılımcılar uygulama sırasında diğer katılımcıların davranışlarını gözlemleme şansına da sahip olurlar. Kapanış ve geri besleme – tartışma seansları ise tüm katılımcıların öğrendiklerini pekiştirmesine katkı sağlarken, bu bölümdeki uygulamalardan en fazla soyut kuramsallaştırma ve yansıtıcı gözlem yoluyla öğrenenler fayda sağlar. Eğitimin genelinde tüm öğrenme stilleri için daha etkili olan farklı yöntemlere yeterli zaman verilir. Bu tasarım deneyimsel öğrenme araçlarımızın kalitesi, çözümlerimizi birkaç adım öne çıkarmaktadır. Geliştirdiğimiz farklı deneyimsel öğrenme araçları ile çok uluslu firmalardan, uluslararası akademik programlara kadar bir çok farklı alan ve sektörde hizmet vermekteyiz. Elde ettiğimiz başarılı sonuçlar ise bize Deneyimsel Öğrenmenin pratikte de en az teoride anlatıldığı kadar etkili olduğunu göstermektedir.

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp