Geçenlerde üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından, tebrik etmek için bir arkadaşımı aradım. Kızı kimya bölümünü kazanmış. Tebrik ettiğimde “Herkese bu kadar rahat anlatamıyorum kızımın isteğinin gerçek olduğunu. Çünkü aslında kızımın puanı daha yüksek bölümlere de yetiyor. Fakat kimya bölümü onun hep hayaliydi. Hemen herkes daha yüksek puanlı bölümleri yazmasını ve kimya bölümü hayalinden vazgeçmesini öğütledi kızıma. Aslında ben biliyorum ki onun çocukluğundan beri en büyük hayali, kimya alanında bir buluş yapmak, insanlığa ufacık bir faydası da olsa bu yolda çalışmak hatta çok çalışmak.” Bu durum bana şunları düşündürdü; sırf o bölümü bitirmek daha prestijli diye, geleceğin mesleği olduğuna inanıldığı için, bazen aile mesleği olduğu için, daha yüksek gelirli olacağına inanıldığı için istemeden alınan kararlar, okunan bölümler, sarf edilen emekler. Kim bilir ne hayaller böylelikle yitip gidiyor. Kim olduğunun ve ne istediğinin farkına varamadan çizilmiş hayatlar. Ne kadar çoklar ve aslında şimdilerde yaşananlar bir önceki neslin yaşadıklarından pek de farklı değiller.
Umarım hayatınızın bir döneminde siz veya yakınlarınız böyle kararlar almak zorunda kalmamışsınızdır. Öyleyse de şüphesiz yapılacak şeyler var. İhtiyacı görmek ve kendini tanımak yolunda kullanılabilecek araçlar mevcut.
Yukarıda tarif ettiğim şekilde öğrenimini tamamlayan, mezun olan ve iş yaşamına atılan çalışanlarla artık birlikteyiz. Yetenekleri bulmak, birlikte bir ekip kurmak, çalışanları motive etmek gibi görevlerimiz var ise ne yapacağız? İşe gerçekten uygun olan çalışanları seçmek ise asıl ihtiyacımız neler yapmalıyız? Neyse ki bunun için çözümlerimiz var. Değerleme araçlarımız ile yetkinlikleri ölçebilir, iyi olunan alanları görebiliriz. Gelişim alanlarını fark ettiğimiz çalışanımızı motive edebilir, oyunda kalmasını sağlayabiliriz. Her insanda var olan potansiyeli keşfedin.