Blog

Hümanizm Bir Erdem Mi?

Hümanizm Bir Erdem Mi?

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

Bir sene önce sokakta karşılaşan insanların yürürken birbirlerinden uzaklaşmaya çalıştığını görseydik yadırgardık. Nerede dedelerimizin İstiklal Caddesi’nde yürürken fötr şapkalarını çıkarıp birbirlerine selam vermeleri, nerede bugün sokakta karşılaşan maskeli insanların birbirlerinden uzaklaşması? Evet geçirdiğimiz zorlu zamanlar aramızdaki bağları olumsuz etkiliyor. Pandemi sönümlendikten sonra sosyal dokudaki hasarın sönümlenmesi ne kadar zaman alır ya da tamamen iyileşir mi bilinmez. Umarım kalıcı olmaz ancak kültürümüz bu hasarı almamış olsaydı bile ne durumdaydı? İyiye mi gidiyordu yoksa kötüye mi? Tartışılabilir ama ben önce iyiye giden noktalara değinmek istiyorum, sonra esas vurgulamak istediğim yere geleceğim. Neler mi iyiye gidiyor diye düşünebilirsiniz. Haksız da sayılmazsınız böyle düşünmekte ama bir de şuradan bakmaya ne dersiniz? Belki gelişim istenilen seviyede değil ama yine de ırkçılık, cinsiyet eşitsizliği gibi problemlere karşı bir parça daha duyarlı olmaya başladık gibi. Peki ayrımcılık yaptığımız başka alanlar yok mu?

Hümanizm kulağa ne kadar erdemli bir kavram gibi geliyor değil mi? Hiç de değil aslında. Ayrımcılığın ağababası bence hümanizm. Bu yazı da buradaki çarpık düşünme şeklimizle ilgili. “Her şey insanlar için” diyoruz ve ne kadar “Hümanist” ve erdemli oluyoruz. Acaba öyle mi? Tüm dünyanın ve tüm yaşamın insanlık için olduğunu varsayıyoruz. Halbuki biz yaşam içiniz, dünyanın bir parçasıyız. Dünyamızla birlikte yaşayabiliriz. Bunu atlıyoruz. Biraz egoistçe değil mi erdemimiz? Gelin uzmanlar bu konuda ne diyor bir bakalım:

“Genellikle 2–3 yaş arası çocukluk döneminde görülen benmerkezciliğe egosantrik dönem denmektedir. Çocuklarda olağan görülen bu durum yetişkinlerde görüldüğünde bir davranış bozukluğu olarak nitelendirilmektedir. Egosantrik dönemde olan çocuğun algısı sadece kendisi üzerinedir.”

Opps biraz ağır oldu galiba. Gerçi iki sonuç çıkarabiliriz bundan. Ya kültürümüz ve erdemlerimiz henüz olgunlaşmamış çocuklar gibi ya da tüm kültürümüz davranış bozukluklarını destekliyor. İnsanlık olarak ne kadar olgunlaşabilmişiz? Bunu irdelememiz lazım, çünkü bugünkü olgunluk seviyemizle geliştirdiğimiz teknolojiler hem dünyamız hem de kendimiz için büyük bir risk. Moleküler biyoloji, nanorobot bilimi, iklim manipülasyonu, çocuk olgunluğunda ya da davranış bozukluğu olan bir kültür için tehlikeli oyuncaklar bunlar.

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp