Blog

Yenisi, eskisi. Normal iyi midir?

Yenisi, eskisi. Normal iyi midir?

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

Ya da konfor alanımızda yaşamak gerçekten rahat mıdır? Belli alışkanlıklarla yaşıyoruz ve bu alışkanlıklarımız bazen bağımlılıklarımız haline gelebiliyor. Mutluluğumuzu kendi yarattığımız bazı koşullara bağlıyoruz. Evet bir yandan para kazanıp önce hayatımızı idame ettirmeye daha sonrasında ise kendimizi bu güçle özgürleştirmeye çalışıyoruz. Acaba gerçekte öyle mi oluyor? Sizin özgürlük tanımınız nedir? Janis Joplin bir parçasında “özgürlük sadece -kaybedecek bir şeyi kalmamak- için başka bir sözcüktür” diyor. Kaybedecek nelerimiz var? Bu sıralar epey düşünme fırsatı bulduk, bazen de gelecek için endişelendik. Pandemi sırasında sevdiklerimin sağlığına bir şey olmasa da pandemi sonrasındaki devam edecek ekonomik kriz işimi nasıl etkileyecek diye düşündük. Öyle düşündük, böyle düşündük. Düşünürken bir yandan da taşındık hatta belki biraz da kaşındık ama sonuçta sorguladık. Herkes muhtemelen farklı sonuçlara vardı fakat belki de ortak bazı noktalar da vardır. Bakalım gelecekte bizi neler bekliyor ve daha önemlisi biz gelecekten neler bekliyoruz?

Gerçek Çeviklik

Bu yazıda pembe hayaller dağıtabilirim ama ben gerçeklerle yüzleşmeyi ve gerçek olan şartlar altında hayatımızı anlamlandırmayı daha doğru buluyorum. Şok edici haber. Size hiç duymadığınız bir şey söyleyeceğim: “Dünya iyiye gitmiyor”. Nasıl? Aklı başında olan herkes mi bunun farkında? Hmmm peki o zaman neden dünyayı bu hale getiren şeyleri yapmaya devam ediyoruz? Neyse bu soru burada biraz kalsın biz de bu sırada biraz analiz yapalım. Değişimi yönetebilmenin ön koşulu değişimin doğasını anlamaktır. Bazı değişimler ansızın olur. Ya da altında yatan dinamikleri anlamadığımız için bize öyle gelir. Evi ansızın su basabilir örneğin, ama su boruları yıllardır bakımı yapılmadığı için çürüyordur. Borular ansızın çürümemiştir ama evi su ansızın basmıştır. Bazı online eğitimlerde şahit oldum son günlerde: “kelli felli adamlar çıkıyor artık her şey bir anda olabiliyor tahmin edemiyoruz onun için çevik olmalıyız” (son zamanlardaki moda kavram) diyor. Sürpriz bu yeni bir kavram değil. 95 yılında master tezimi yazarken “Agile Organisations” ile ilgili literatür vardı. Durum şu ki değişimi tahmin edemezsen hatta bunun bir adım ötesinde değişimi şekillendiremezsen çevik olamazsın. Bazı sporcular topun nereye gideceğini önceden anlar ve zamanında yerinde olur bazıları da deli danalar gibi koşar. Bir insanın çıkabileceği maksimum hız aşağı yukarı bellidir ve hiçbir zaman topun hızı kadar olamaz. Ya da ata önce deh deyip sonra binemezsin. Önce insanlar olarak sorumluluğumuzu kabul etmeliyiz. Dünyadaki hoşumuza gitmeyen değişimleri büyük ölçüde kendimiz yaratıyoruz. Ne yarattığının farkında olmayan ve kendi yarattığından korkan, bu korkuyla da başı kesik tavuklar gibi koşan şuursuz bir tanrı gibiyiz. Yavaşlayalım lütfen… çünkü daha hızlı aslında daha da yavaştır.

Gerçek şu ki karşılaştığımız durumların ezber çözümleri yok. Geleceği şekillendirebilmek için düşünme becerilerimizi geliştirmeliyiz. Sadece sonuç olarak ölçtüğümüz performans değişkenlerinin zaman içerisindeki değişimini incelemek yeterli değil çünkü. Etkileşimlerin altında yatan dinamikleri anlamalıyız. Yenisi eskisi, ezberlediğimiz, bağımlısı olduğumuz normallerin dışına çıkmaya cesaret etmeliyiz. Daha uzun uzun anlatabilirim ama bunun bir beceriye dönüşebilmesi için uygulama yapmak gerekir. Herkes büyük resmi görmekten konuşabilir ama herkesin holistik düşünmeden anladığı aynı değildir. Neden şu andaki dinamikler var ve daha sonra bu şartlar altında kendimize nasıl daha iyi bir gelecek yaratabiliriz? TechandTouch simülasyonlarımız işte tam bu alanda beceri geliştirmek için tasarlandı, düşünme şeklimizi özgürleştirmek için. Bu arada yazımı tamamlamadan önce size bir sürprizimiz olduğunu söylemek isterim. Sosyal sorumluluk çerçevesinde yakın zamanda online olarak bu konuştuklarımızı deneyimleyip kendinizi geliştirebileceğiniz simülasyon destekli bir eğitimi ücretsiz olarak açacağız. Linkedin sayfamızı takip ederseniz haberini size ulaştırmamız daha kolay olur. Sağlıcakla kalın.

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp