Blog

Sıra Dışı Zamanlar, Sıra Dışı Liderlik

Sıra Dışı Zamanlar, Sıra Dışı Liderlik

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp

Birlikte hareket ettiklerinde büyük cani bir makinaydılar ama hiçbiri vahşetin sorumluluğunu almıyordu. İşler ve sorumluluklar o kadar küçük parçalara bölünmüştü ki herkes katliamın bir ucundan tutuyordu ama kimse yanlış bir şey yaptığını düşünmüyordu. Neden bahsettiğim hakkında fikri olanlar vardır ama hayır sizin düşündüğünüz şeyden bahsetmiyorum. Bu yazının konusu Hitler Almanya’sı değil. Ben günümüz dünyasının sosyo-ekonomik sisteminden bahsediyorum. Nasreddin Hoca’nın bindiği dalı kestiği gibi dünyamızı katlediyoruz. Şimdi bazılarınızı duyar gibi oluyorum, evet komşularımız doğanın katline karşı duyarlı değil, ya da iş yerindeki arkadaşlarım sürdürebilirlik konusunu göz ardı ediyorlar. Onlar için yazıyordur diye. Ben ise senin için yazıyorum, sana konuşuyorum… Size konuşuyorum, hepinize, hepimize. Hepimiz az ya da çok bu cani makinanın parçalarıyız.

Sistem bir yandan bize “refah” sağlarken bir yandan da o kadar zamanımızı ve enerjimizi alıyor ki eskiden evde üretilen ve hem kendi sağlığımız hem de dünyamız için daha iyi olan birçok şeyin yan etkileri olan ikamelerini sistem içerisinden temin ediyoruz. Örnek mi? Sabun, sirke, yoğurt…, liste uzayıp gider. Yani bunları evde mi üretelim dediğinizi duyar gibiyim ya da bunları evde üretmek ne işe yarayacak ki? Ufak birer damla sadece. Hatta bazılarınız şöyle diyor içinden “ama o zaman ekonomik sistem durmaz mı?” Hemen bu soruları yanıtlayayım. Yakın gelecekte şu iki senaryodan birisi gerçekleşecek:

  1. Tüm dünyadaki ekonomik sistem iflas edecek
  2. Dünyamız iflas edecek

Sonuç olarak dünyamızın iflas etmesi en kötü senaryo olduğu için, umarım çok geç olmadan ekonomik sistem radikal bir biçimde değişir. Büyümeden sürdürülebilir bir sisteme ihtiyacımız var. Bilgisayar teknolojisi gelişirken ve internet tüm dünyada yeni yeni yaygınlaşmaya başlarken, yönetim alanında bir soru uzun süre önce gündeme gelmişti: Bu teknolojik gelişim yönetim biçimini daha mı merkeziyetçi yapacak yoksa daha mı adem-i merkeziyetçi? Aslında teknoloji her ikisini de olanaklı kılıyordu, önemli olan seçimimizdi. Nasıl ki internetin bir merkezi yok, merkezi olmayan şirketler de olası. Üretimin de teknolojinin gelişmesi ile ilerde büyük fabrikalara ihtiyaç duymayacak olması tartışılıyor. En azından ilk başta evde üretebileceğimiz hızlı tüketim ürünlerinin mini otomasyonla üretildiğini düşünelim. Yiyeceklerde koruyucu madde kullanma ihtiyacı ortadan kalkacak. Otomasyon bizim bu ürünleri zahmetli bir şekilde elde üretmemiz zorunluluğunu da ortadan kaldıracak. Evde ama elde olmayan üretim.

Sıra dışı liderliğe işte tam burada ihtiyaç duyuyoruz. Kendi kendine yeten küçük yerleşim birimlerini olanaklı kılan teknolojiye bizi taşıyacak liderliğe ihtiyacımız var. Mevcut endüstri paradigmamızı tamamen değiştirecek bir liderliğe. Sadece şirketin değil, tüm insanlığın refahını gözeterek yatırım planlaması yapan, projeler üreten bir liderliğe. Attığı bumerang’ın kendisine döneceğinin farkında olan bir liderliğe. Sadece hoş görünüp firma imajını yükseltmek için sürdürülebilirlik konusunda ufak adımlar atan değil, gerçekten sürdürülebilirliğe dikkat eden bir liderliğe. Tüm sistemi doğa ile dost bir yapıya taşıyacak liderliğe.

Peki sizce hangi senaryo gerçekleşecek? Aynı şekilde devam edip dünyamızı yok mu edeceğiz yoksa tüm canlılar için sürdürülebilir bir gelecek mi yaratacağız? Bir Kızılderili hikayesi ile bitirmek istiyorum:

Küçük Kızılderili çocuk her gece rüyasında birbiriyle kavga eden biri siyah biri beyaz renkli iki köpek görür. Sonunda yaşlı dedesine sorar.

-Neden rüyamda hep bu iki köpeğin kavgasını görüyorum?

-Onlar iyilik ve kötülüğün simgesidir sevgili torunum ve rüyanda gördüğün köpekler gibi içimizde sürekli mücadele eder dururlar.

Küçük çocuk tekrar sorar: “Peki hangisi kazanacak sence?” Yaşlı bilge dede küçük çocuğa sevgiyle bakar ve şu şekilde yanıtlar: “Hangisini daha çok beslersen o kazanacak.”

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp